10 Ekim 2013 Perşembe

ESKİCİ ve OĞULLARI - Orhan Kemal

Everest Yayınları
Basım Tarihi: Nisan 2011
   Bir önceki yazımda bahsettiğim Kocaali’deki kitapçıdan aldığım kitap buydu. Bol miktarda tarihsel inceleme, araştırma okuduğum için araya bir Orhan Kemal sıkıştırmak, bir şeylere yeniden başlamak için derin bir nefes almak gibidir. Bilirim ki sizi, kırklı ellili yılların Adana’sının sokaklarına, pamuk tarlalarına, çiftliklerine savuracak, sıradan insanların sıradan yaşamlarıyla yüreğinize damgasını vuracaktır. Ben bu kadar hızlı okunup, bu kadar derin iz bırakabilen pek az yazar tanıyorum. 

  Adana benim için uzak bir ildir. Sadece bankada çalışırken görevli olarak birkaç kez gitmiş, en fazla iki gün kalmıştım (Bir keresinde yağmur yağmıştı, toprak kokusu hala burnumda). Allahtan Kemal’ler var da, bize bol bol anlattılar. 
 
  Orhan Kemal, bu kitabında ayakkabı tamircisi bir ihtiyar ile ailesinin öyküsünü anlatır. Sol bacağını Trablusgarp Savaşı’nda vermiş olan Topal Eskici, çarşıdaki dükkanında büyüğü daha uzlaşmacı, küçüğü ise daha ters, iki oğluyla ayakkabı tamir ederek yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Ancak, dükkan üç çocuk ve üç torunlu aileye yetmemekte, kalbi temiz ama sinirlendiği zaman gözü dünyaları görmeyen eskicimiz, üç çocuklu büyük oğlundan başının çaresine bakmasını istemektedir. Nihayet, oğlanlar ‘kütlüye gitmeye’ karar verirler. Oğullarını bırakamayan ana-babada peşlerine takılınca, aile, ilerde açacakları ‘ısmarıççı dükkanı’nın hayaliyle pamuk tarlalarına savrulacaktır. 

  ‘Kardeşinin birden daldığına ve düşünmeye başladığına dikkat ederek sustu. Sigarasından aldığı dumanları ağır ağır üflerken, onu gözucuyla kontrol ediyordu. Kim bilir belki de babasıgille konuşup şu işi bir sağlam kazığa bağlayıp bağlayamayacaklarını düşünüyordu. Babasına bir türlü, anasına bir türlü, şimdi kardeşine bir türlü konuşmakla çok iyi davrandığına inanıyordu. Ortada inat, cart curt olmasa, hepsinin istekleri de birdi: Daha iyi bir yaşama kavuşmak! 

  Evet, daha iyi bir yaşama kavuşmak! Orhan Kemal’in olağanüstü anlatımıyla ailenin öyküsünü, Adana’nın sokakları ve Çukurova’nın pamuk tarlalarında, sanki yanıbaşlarındaymış ve hepsini tanıyormuşcasına izleriz; kitabın sonlarında gözyaşlarını tutamasanız da Kemal, bir taraflara, her şeye rağmen umudu ekmeyi ihmal etmeyecektir. 

  Daha iyi bir yaşama kavuşmak umudunu!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder