6 Mart 2013 Çarşamba

ÖFKELENİN- Stephane Hessel

Cumhuriyet Kitapları
Mayıs 2011- 1. Baskı
“Haklara tecavüz eden kim olursa olsun öfke duymalıyız ona. Bu haklar konusunda ödün verilemez.” 

    Beş altı gün önce haberlere düştü Stephane Hessel adlı doksan beşlik delikanlının vefat haberi. Aklım hemen 2010 yılında yayımladığı, benim de 2011’de Türkçeye çevrilir çevrilmez alıp okuduğum dünyayı kasıp kavuran ünlü kitabına gitti. ‘ÖFKELENİN’. İçimden binlerce teşekkür yükselerek kitabı tekrar elime aldım. Sadece on sekiz , sunuş, önsöz ve sonsözle beraber elli beş sayfa olan bu kitap Ekim 2010’da Fransa’da yayınlandığında ilk dört ayda iki milyon adet sattı, yirmi beş dile çevrildi, ben kitabı okuduğumda çevrilmeye de devam ediyordu.  

  “ En kötü tavır kayıtsızlık, ilgisizliktir, ‘Bir şey yapamam, elimden bir şey gelmez, ben kendi işime bakarım,’ demektir. Böyle davrandığınızda insanlığı oluşturan temel değerlerden birisini yitirirsiniz. Bunun için gerekli olan değerlerden birini, öfkelenme yeteneğini ve bunun sonucu olan siyasal ve toplumsal bir davaya hizmet etme çabasını yitirirsiniz…”  


  Kimdir Stephane Hessel? 1917 yılında Almanya’da dünyaya gelen bir Yahudidir. Ailesi 1924 yılında Fransa’ya yerleşir. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle öğrenimine ara verir. Fransız direnişçilerine katılır. İhbar üzerine yakalanır, işkence görür, toplama kampına gönderilir. Kaçar, yakalanır, gene kaçar. Sonunda Fransa’da ailesine kavuşur. Savaştan sonra Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini hazırlayan komisyona katılır. Fransızların Cezayir’i işgal etmesinde Cezayir’den, İsrail- Filistin çatışmasında Filistinlilerden, aslında ‘hakları gasp edilenlerden’ yana tavır alır. 

  “Günümüzde etkili olmak için kesinlikle örgütlü hareket etmek, bütün modern iletişim araçlarından yararlanmak gerekir.” 

  Peki, nedir ‘ÖFKELENİN’i bu kadar ilgi çekici yapan? İnsanları yapılan haksızlıklara karşı direnmeye çağıran bir toplumsal manifesto niteliğindedir ‘Öfkelenin’. ‘Sizlere empoze edilen bir dünya bakışından tiksindiğinizi, kızdığınızı gösterecek, insana has en basit tepkileri verin! ‘ÖFKELENİN’. Fransızca özgün adı olan ‘İndignez-vous!’ un ilk kelimesinin tam karşılığının Türkçede olmadığını belirtiyor önsöz yazarı. Türkçeye ‘Öfkelenin’ olarak çevrilen kitap, Almancaya ‘Empört Euch! /Kızın- Darılın’ , İngilizceye ‘Time for Outrage! / (Çok) Öfkelenme Zamanı’ gibi başlıklarla çevrilmiş. Ben sadece İngilizce kısmını anlasam da kitaba ‘Öfkelenin’ adının çok yakıştığını düşünüyorum. 
 
  “Sinirlenme kavramı içinde şiddeti, bu şiddete maruz kalanlar açısından kabul edilemez durumların üzücü bir sonucu gibi anlamak gerekir. O halde terörizmin bir sinirlenme biçimi olduğu düşünülebilir. Ve bu sinirlenme negatif bir sözcüktür. Sinirlenmemek gerekir, umutlu olmak gerekir. Sinirlenme umudun inkar edilmesidir. Sinirlenme anlaşılabilir bir şeydir, neredeyse doğaldır ama gene de kabul edilebilir değildir. Çünkü belki de umutla elde edilebilecek sonuçları elde etme olanağı sağlamaz.” 

  Ya kitabın etkisi neydi?   2008 finansal krizi sonrası küreselleşme karşıtı aktivistlerin yol göstericisi oldu. Wall Street’te, İtalya’da, İspanya’da. Kendisi, kitabın adının, kısalığının , ucuzluğunun ve en önemlisi zamanlamasının böyle bir etkiye yol açtığını söylüyordu. 

    “Şiddetin umuda sırt çevirdiğini anlamak gerekir. Umudu, şiddete tercih etmek gerekir… Şiddete başvurmama umudunu. İzlemeyi öğrenmek zorunda olduğumuz yol budur. Hem baskı yapanlar, hem baskı görenler açısından, baskıyı yok etmek için bir uzlaşmaya varmak gerekir; terörist şiddet ancak böyle biter. Bu nedenle çok fazla nefret biriktirmemek gerekir.” 

  Kitapta yer alan Mustafa H. Bayka’nın Sunuş yazısı ile Uğur Hüküm’ün Önsöz’ü de son derece okumaya değer. Bloğuma aldığım bilgilerde onların yazılarından faydalandım. 

  “ En büyük üzüntüm ne Obama’nın ve ne de Avrupa Birliği’nin temel değerlere dayanarak inşacı bir dönem için katkı yapacaklarına dair hiçbir sorumluluk almamalarıdır.” 

  Başka ne diyeyim? Doksan beş yaşında vefat eden bu bilge delikanlının ışıklar içinde uyuması dileğiyle…

  “XXI. Yüzyılı inşa edecek olanlara karşı büyük bir heyecanla şunu söylüyoruz:” 

                                     “YARATMAK, DİRENMEKTİR.
                                      DİRENMEK YARATMAKTIR.”






2 yorum :

  1. Asil Abla yazi o kadar etkili olmmus ki vizelere hazirlanmayi askiya alip heralde onumuzdeki 2 gunukitabi okumaya ayiricam.

    YanıtlaSil
  2. Canım, senin ikisini birden hakkıyla becereceğine eminim. Gençlerin yüz akısın. İyi okumalar ve vizelerinde başarılar.

    YanıtlaSil