24 Ekim 2012 Çarşamba

BATUM SEYAHATİ-Hüseyin Nadir

Orhaniye Matbaası
Basım Yılı: 1927
  Şimdi yandaki kitap resmine bakıp 'bu da ne' diyeceksiniz? Bu sadece, dedelerimizin okuduğu bir polisiye. Adı da Batum Seyahati. Harf Devriminden (1 Kasım 1928) bir yıl önce basılmış. Ben çok sık olmasa da  polisiye okurum, tarih merakım sonucu karşıma çıkan ve kahramanı Fakabasmaz Zihni olan Batum Seyahati'ni paylaşmanın eğlenceli olacağını düşündüm.
 
Tarihe özellikle Cumhuriyet Tarihine olan derin merakımdan daha önce söz etmemiştim sanırım. Yıllardır hobi olarak sürdürdüğüm tarih okuma ve çalışmalarımı, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretiminin İkinci Üniversite kısmında Tarih bölümü açılmasıyla akademik olarakta devam ettirebileceğim artık. Bilgi için, eğer bir üniversite mezunuysanız İkinci Üniversite sizin hiç sınavlara girmeden açık öğretime yazılmanıza olanak sağlıyor. Tabii her istenen bölüm yok; örneğin ben Tarih’i dört yıldır kovalıyordum, nihayet bu sene açtılar da bu yaşta üniversite sınavlarına girmekten kurtuldum. Allahtan geçen sene arşiv çalışmaları yapmak için Osmanlıcayı da öğrenmiştim. Çünkü bu seneki derslerimden biri de o. Osmanlıcayı öğrenirken fark ettim ki toplumda yanlış bir bilgi var. Herkes yeni bir dil öğrendiğimi düşünüyor. Hayati Develi'nin 'Osmanlı Türkçesi Kılavuzu' kitabında şöyle yazar. 'Bu dil, Türkçenin yaklaşık altı yüz yıllık bir döneminden başka bir şey değildir.' Yani 'Batum Seyahati' bildiğimiz Türkçe yazılmıştır. Sadece kullanılan harfler farklıdır.

  Batum Seyahati , Osmanlıcayı söktükten sonra ilerleteyim diye okuduğum ilk roman. Tarih araştırmalarım sırasında Karadeniz Teknik Üniversitesinden bir profesör ile kısa bir süre bazı bilgiler için yazışmış, bu arada İstanbul’dan bir isteği olup olmadığını sormuştum. Benden bu kitabı istedi. Atatürk Kütüphanesi, Beyazıt Kütüphanesi, sahaflar her tarafı talan ettim yok, yok. Derken Fatih Millet kütüphanesinde olduğunu keşfettim. Kütüphaneyi hiç görmediğim gibi, Fatih’e de yıllardır ayak basmamıştım. Bankadan kadim dostum Saime ile beraber gittik. Kitabı sayfa başı bir ücret karşılığında cd’ye çekip veriyorlar. Onlar cd’ye çekerken biz de oradaki müzeyi gezdik. En heyecanlı tarafı ortada duran yeryüzünde tek kalmış Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-ü Türk’ün kütüphanenin müzesinde olduğunu keşfetmemizdi. Profesöre göndereceğim cd’den kendim için de bir kopya almayı unutmadım tabii.

  Batum Seyahati 1927’de basılmış bir polisiye. Roman demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü sadece 23 sayfadan oluşuyor. Uzun öykü diyelim. Kahramanı Fakabasmaz Zihni’yi ben önce batıdakilerden esinlenerek oluşturulmuş Komiser Pairot ya da Miss Marple gibi cinayet çözücü bir dedektif zannettim. Sonra fark ettim ki kibar hırsız Arsen Lüpen’in Türk versiyonu.

  İnternetten edindiğim bilgiler göre yazarı Hüseyin Nadir’in kim olduğu bilinmiyor. Ancak ilk Türk hafiyesi Amanvermez Hamdi’yi yaratan Ebüssüreyya Sami 1914’te seriyi noktalarken diziye bir son yazı yazmış ve Fakabasmaz Zihni’nin maceralarını anlatacağını duyurmuş. Ancak yazarın o mu başkası mı olduğu belli değilmiş. 

  Fakabasmaz avanesi Cin Ali ve Yırtık Fikret ile Batum’a gitmek üzere Gülcemal vapuruna biniyor. Vapurdaki bir Musevi ile Madamasını takibe alıyor ve kamarot Hüseyin Baba vasıtasıyla çaylarına toz koydurarak Madamın mücevherlerini çalıyor. Sonra vapura yaklaşan bir taht-el-bahir yani denizaltı ile İstanbul’a geri dönüyor. Avanesi tarafından alkışlarla karşılanıp heykelinin yapılmasına karar veriliyor. Çok naif bir öykü. Geçen yüzyılın başında neler okunduğunu gösteriyor ve dimağınızda nostaljik bir tad bırakıyor. 

  İnterneti ülkemizdeki polisiyeler ile ilgili de biraz karıştırdım. Dedelerimizin polisiyeye oldukça meraklı olduğunu ve bu türün o dönemlerde hiç de fena satmadığını öğrendim. Gene emekli bankacı ve polisiye meraklısı Erol Üyepazarcı adlı bir meslektaşımın,  bu romanların peşine düşüp sıkı bir çalışma sonucu Türkiye’deki polisiye romanın 125 yıllık tarihini (1881-2006) ‘Korkmayınız Mister Sherlock Holmes’ adıyla kitaplaştırmış olduğunu gördüm. Listeye kaydettim, çok kalabalık olan listemde çabuk sıra gelmesini dileyerek…

 

 

 

3 yorum :

  1. profesör ve Asıl sayesınde ıstanbul tum kutupanelerı dolastık oldukca farklı bır cehresını gorduk Insanın tarıhını dogru bır sekılde ogrenmesı kadar guzelbır sey olamaz

    YanıtlaSil
  2. GERÇEKTEN GÜZEL BİR SİTE

    YanıtlaSil