7 Haziran 2012 Perşembe

AĞLA SEVGİLİ YURDUM-Alan Paton

Can Yayınları Basım Tarihi:1989-İkinci Baskı
Çeviren:İnci Gürel

  1995 yılında bankada terfi ederek şube müdürü oldum. Kadere de yeni şube açmak düştü. Aylarca uzun mesai saatleri ve dinlenmesiz geçen günler sonucu nihayet Kasım 96'da izne çıkabileceğim bir zamanı yaratabildik. Eşim ,Kasım'ın ortasında sıcak bir yere gidelim istedi. Baktık bakındık derken Türk Hava Yolları'nın Johannesburg'a doğrudan sefer açtığını ,ayak alıştırmak için de oldukça ucuza bilet sattığını öğrendik. Hemen bir Güney Afrika turuna yazıldık. Yola çıkmadan evvel şubedeki operasyon  yönetmenim Bülent ,bana gitmeden evvel alıp bu kitabı okumamı söyledi. Kitap bana seyahat öncesi kocaman seyahat kitaplarından daha çok şey kattı.

  Alan Paton ,Ağla Sevgili Yurdum'u 1948'de yayımlamış;kolayca tahmin edileceği gibi kitap  Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırk sorununu işlemiş,ama ne işleyiş,yüreğinizin dibine kadar birşeyleri gelip oturtmayı çok iyi becermiş.

  Kitap ,köyünde kırık dökük kilisesi ile sakin  bir hayat süren Rahip Kumalo'nun aldığı bir mektupla başlar. Jonannesburg'daki bir misyon evinden kızkardeşinin kötü durumda olduğu ve acele gelmesi gerektiği bildirilmektedir. Kumalo,Johannesburg'a giden ve kendisinden haber alamadığı  oğlu Absalom için biriktirdiği paraları harcamak istemese de -'Kadın bezgin,''O Johannesburg'da,oraya gidenler bir daha geri dönmezler ,''dedi -karısının teşviği ile yola çıkar.

  Kötü yola düşen kızkardeşini bulur,dönmeye ikna eder-ettiğini zanneder-,şimdi sıra aylardır haber alamadığı oğlunu bulmaktadır. Bu arada Johannesburg'u daha doğrusu çocuklarını içine alıp bir daha döndürmeyen Johannesburg girdabını tanımaya başlar. Oğlunun izini sürer,ıslahhaneden iyi hareketleri nedeni ile salıverildiğini öğrenir. Oğlunun hamile kız arkadaşını bulur. Oğluna ulaşmaya az bir şey kalmışken ,olanlar olur. Absalom biri kuzeni iki kişiyle beraber hırsızlık için girdiği evin sahibi beyaz Artur Jarvis'i paniğe kapılıp tabanca ile vurarak öldürür.

  Artur Jarvis Kumalo'nun köyünün yakınlarında büyük arazi sahibi ,zengin bir adamın oğludur. Toprakların başında kalmak istememiş,şehre giderek mühendis olmuş ve kendisini  yerli halkın durumunu iyileştirmeye adamıştır.' ''Güney Afrika için yazık oldu'' dedi beyaz rahip.''Bu Artur Jarvis yürekli bir adamdı,amansız bir adalet savaşçısıydı.''  Vurulduğu sırada yazmakta olduğu yarım kalan yazısı gene yerlilerin sorunları üzerinedir. Baba Jarvis her ne kadar yerli sorununda oğlu ile aynı kanıda olmasa da onunla her zaman gurur duymuştur. Bana göre kitabın tepe noktası biri öldüren diğeri öldürülen iki oğulun babalarının ilk karşılaştıkları sahnedir. Yüreğinizin taştığını hissedersiniz.

  Ancak,kinin olmadığı bir dünyada umut her zaman vardır.  Kumalo oğlunun öldürdüğü adamın oğluna Zulu dilini öğretmeye çalışırken yüreğinizin ferahlamaya başladığını duyumsarsınız. 

  'Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Hepsi suskundu. Çitlerden ve tarlalardan,ya da herhangi bir ülkenin güzelliklerinden sözetmenin sırası değildi. İnsanlara kötü gelecekler hazırlayanlar sözkonusu olunca,nasıl da üzünç,korku ve nefret kaynaşıp bir kül olur gönüllerde,kafalarda. Ağla bölünen kabileye,yok olan yasayla geleneklere. Hüngür hüngür ağla,ölen o adam için ,ondan yoksun kalan kadın ve çocuklar için. Ağla,sevgili yurdum,bu şeylerin daha sonu gelmedi. Güneş,ışınlarını dünyaya yağdırıyor,insanın tadını çıkaramadığı şu güzelim topraklara. O salt kalbindeki korkunun bilincinde.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder