27 Haziran 2012 Çarşamba

ÖFKE DANSI-Dr.Harriet Lerner


Varlık Yayınları
Basım Tarihi:2012- 12. Basım
Çeviren: Sinem Gül
  Nisan Ayında Yağmur'un okulunun tatilinden yararlanarak üç günlüğüne İzmir'e gittik. Tabii ki Hamdiye'de kaldık. Hamdiye, hem Halil'in hem benim üniversiteden yakın arkadaşımız. Otuz yılı aşkın süredir bitmeyen sohbetlerimizden birini yaparken, can dost Hamdiye bana 'Öfke Dansı'nı oku dedi. 'Bak Hamdiş' dedim , 'öyle üç derin nefes alın, ortamı terkedin gibi şeyler yazıyorsa ben bu işte yokum '. 'Hayır' dedi Hamdiye. 'Bu farklı.' Ve anlatmaya başladı. Ben şimdi burada onun kelimeleriyele tekrar edemeyeceğim ama etkilemeyi ve İstanbul'a döner dönmez kitabı alıp  okutturmayı başardı. Ve deee haklı çıktı.

15 Haziran 2012 Cuma

KANALDAKİ EV -Georges Simenon


Kabalcı Yayınevi.Basım Tarihi:Haziran 2008- Birinci Baskı
Çeviren:Oktay Rifat

  Simenon’un adını ta üniversite yıllarımda hangisi olduğunu hatırlamadığım bir gazetenin gene ismini hatırlamadığım bir köşeyazarının köşesinde okumuştum ve merak etmiştim. Sonra dil öğrenimi için İngiltere’ye gittiğimde bir gün bir hocam derste bahsetmişti de benim tanıyor olmama şaşırmıştı . Ocak ayında bir gün Kabalcı’da dökme kitaplar arasında 5 liraya bir Simenon görünce tekrar hatırladım ,aldım ve okudum. Sonra da kitaplığımda hangi Simenon var diye merak ettim. İlki ‘Three Bads in Manhattan’.İngiltere’ye dil öğrenimi için varışımdan yaklaşık bir ay sonra 15 Nisan 1981’de almışım. Gene dökme kitaplar arasından aldığımı hatırlıyorum.İngilizceyi biraz okur hale geldikten sonra okuduğumu ve duygusal yönüne şaşırdığımı da anımsıyorum. Şimdi aradan 30 yıl geçtiği ve sanırım İngilizceye henüz tam hakim olmadığım bir dönemde okuduğum için konu artık kafamda çok net değil. İkinci kitabın adı ‘The Heart of A Man’. 23 Haziran 1984’te İngiz Konsolosluğu’nun bahçesinde yapılan Garden Fete de satın almışım (Hala daha Garden Fete yapılıyor mu acaba?).

10 Haziran 2012 Pazar

DECAMERON-Giovanni Boccaccio

Oğlak Yayınları.Basım Tarihi:2007-Beşinci Baskı
Çeviren:Rekin Teksoy

  Boccaccio’yu (1313-1375) biliyordum tabii ama hiç okumamıştım. Bundan
6-7  sene evvel yazlık komşum Tekin Ağbi’nin Sanat Tarihi mezunu kızı Yasemin bahsederken duydum. Hocalarından bir tanesi diyormuş ki; ‘İnsanları ikiye ayırırım, Decameron’u okuyanlar ve okumayanlar.’Yasemin onun için hemen kitabı alıp okumaya başlamış.Tepkim terslenmek oldu. Bu ne katı bir ayrım idi. Sonra düşününce bazı kitaplar benim için de çok önem taşıyordu sanki. Hababam Sınıfı ya da Çalıkuşu’nu okumamış olmayı düşünemiyorum. Yasemin, hocasının kitabı, sonra gelen pek çok yazıma öncülük ettiği,pek çok öykü,roman v.s nin Decameron çıkışlı olduğu için de çok önemsediğini anlattı. Decameron’u hemen satın aldım.Ancak bir türlü okumaya başlayamadan birisine hediye ettim. Uzunca bir süre sonra tekrar satın aldım. Okumak ise bu seneye kısmetmiş. 

İMKANSIZIN ŞARKISI-Haruki Murakami

Doğan Kitap.Basım Yılı:Kasım 2010-Beşinci Baskı
Çeviren:Nihal Önol

  ‘İmkansızın Şarkısı’ bu sene okuduğum kitaplardan. Tam, ‘Genç Werther’in Acıları’nı bana göre oldukça uzun bir süreçte bitirmiş, gene bir iki kitap almak için Rüyam’a uğramıştım. Oturup çay içerken nereden hatırlamıyorum,konu İmkansızın Şarkısı’na geldi.Kitaplığımda  olduğunu,ününü bildiğimi ama henüz okumadığımı söyledim.‘Çok güzeldir’ dedi.

  Eve geldim, yaptığım çalışmalar için okumam gereken kitaplar var, ama İmkansızın Şarkısı’nı çektim kitaplıktan ve okumaya başladım.

  Murakami bir Japon. Daha evvel okuduğum tek Japon kitabı Okakura Kakuzo’nun 1905 yılında yazdığı ‘Çay Kitabı’ydı.Yani bu ilk Japon romanım. Ancak, kitabı bitirdikten sonra bir şey farkettim ki çok derinde bir yerde her ikisinde de neredeyse aynı koku var. Buna Japon kokusu mu desem?

7 Haziran 2012 Perşembe

AĞLA SEVGİLİ YURDUM-Alan Paton

Can Yayınları Basım Tarihi:1989-İkinci Baskı
Çeviren:İnci Gürel

  1995 yılında bankada terfi ederek şube müdürü oldum. Kadere de yeni şube açmak düştü. Aylarca uzun mesai saatleri ve dinlenmesiz geçen günler sonucu nihayet Kasım 96'da izne çıkabileceğim bir zamanı yaratabildik. Eşim ,Kasım'ın ortasında sıcak bir yere gidelim istedi. Baktık bakındık derken Türk Hava Yolları'nın Johannesburg'a doğrudan sefer açtığını ,ayak alıştırmak için de oldukça ucuza bilet sattığını öğrendik. Hemen bir Güney Afrika turuna yazıldık. Yola çıkmadan evvel şubedeki operasyon  yönetmenim Bülent ,bana gitmeden evvel alıp bu kitabı okumamı söyledi. Kitap bana seyahat öncesi kocaman seyahat kitaplarından daha çok şey kattı.

  Alan Paton ,Ağla Sevgili Yurdum'u 1948'de yayımlamış;kolayca tahmin edileceği gibi kitap  Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki ırk sorununu işlemiş,ama ne işleyiş,yüreğinizin dibine kadar birşeyleri gelip oturtmayı çok iyi becermiş.

2 Haziran 2012 Cumartesi

YÜZBAŞI VE KADINLAR TABURU-Mario Vargas Llosa

Ayrıntı Yayınevi-Basım tarihi: Ekim 1988-Üçüncü Basım
Çeviren:Sargut Şölçün

  Mario Vargas Llosa 2010 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığında aklıma hemen bu kitap geldi.80'lerin sonunda okuduğumu hatırlıyordum. 1990 Ocak'ta okumuşum (Kitapları ne zaman okuduğumu yazmak gibi garip bir huyum var). Llosa'nın kitapları ödülü kazandıktan sonra Türkçe'de tekrar basıldı. Ancak içlerinde 'Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu' nedense yoktu.Oysa aradan geçen bunca yıla karşın kitap hala yüzümde ince bir gülümseme ile aklımda.

  Peru ordusunda  askerlerin tecavüz olaylarının ardı arkası kesilmemektedir. Olaylar ayyuka çıkmış,hamilelikler almış başını yürümüş,halk isyan raddesine gelmiş,konuya bir çözüm bulma zorunluluğu had safhaya ulaşmıştır. Sonunda ,ordunun kurduğu belli olmayacak şekilde sivil görünüşlü bir genelev kurulmasına karar verilir. Başına üstlerinin 'doğuştan örgütçü,düzen konusunda matematiksel bir kavrayışı var,azimli ve gayretli,kendini kabul ettirme gücüne sahip' ,Gizli Servis'in 'sigara içmez,içki içmez,kadın düşkünü değil' diye rapor verdikleri Yüzbaşı Pantoja getirilir.